Erkek Gribi: Gerçekten Var mı?
Cambridge Sözlüğü’nde erkek gribi, “Soğuk algınlığı gibi ciddi olmayan, ancak bu hastalığa yakalanan kişinin genellikle erkek olduğunda, çok daha ciddi olarak gördüğü bir hastalık” olarak tanımlanıyor. Urban Dictionary’e göre ise durum daha da ciddileşiyor; erkek gribi “doğumdan daha acı verici.” Peki, bu erkek gribi gerçekten doğru mu? Son birkaç yılda yapılan araştırmalar, hafif solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerin en kötü semptomları bildirenlerin aslında kadınlar olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, sağlıklı gençleri kasıtlı olarak bir grip virüsüyle enfekte ettikleri bir çalışmada, kadınların daha fazla semptom gösterdiğini ve erkeklerden daha kötü hissettiklerini bulmuşlar. Dr. Klein, bunun sebebinin daha güçlü bir bağışıklık sisteminin, daha fazla ve daha şiddetli semptomlara karşılık verebilmesi olduğunu belirtiyor.
Elbette yıllardır sosyal çevremizde ve internette şakası yapılan erkek gribi, teşhis edilebilir bir rahatsızlık değil ve sıradan burun akıntısı çeken tüm erkekler de aynı şekilde davranmıyor. Bazı erkekler, kadınların hasta olduklarında çok nazlı olduklarından şikayet ediyor. Ancak yıllardır üzerine şakalar yaptığımız erkeklerin, en ufacık hastalıkta yatak döşek yatmalarının arkasında gerçekten biyolojik bir neden varmış; fakat biz bunu bir türlü anlayamamışız.
Hastalıkta Kadınların Deneyimleri
Önce benzer durumda yakınan kadınların hikayelerine bakalım:
- ‘Çocuklar Bile Eşim Kadar Nazlı Değil’: Bence hem hastalık konusunda hem de hayatın zorluklarına karşı göğüs germe konusunda kadınlar, erkeklere göre daha güçlü. Eşimin en önemsiz bir soğuk algınlığında bile kolu kanadı kırılıyor. Günlerce sünnet olmuş çocuk gibi yataktan çıkmıyor, işe gitmiyor. Amansız bir hastalığa yakalanmış gibi ‘niye benim başıma geliyor’ diye söyleniyor. Bu kadar abartmamasını söyleyince de benden kötüsü olmuyor. Ama ben hasta olunca hiç yatıp dinlenme lüksüm olmuyor. “Sen benim gibi ağır atlatmıyorsun” diyor. Bence bunun nedeni erkek çocuklarının anneleri tarafından genellikle nazlı yetiştirilmeleri.
- ‘Sanki Ölüm Döşeğindeymiş Gibi Davranıyor’: Benim partnerim hasta olduğunda, deyim yerindeyse ölüm döşeğindeymiş gibi davranıyor. Tüm ilginin onda olmasını istiyor. Zaten hasta olduğunda ona ekstra ilgi gösteriyorum ama başında 7/24 yoğun bakım hemşiresi gibi durmamı istiyor. Pandemi döneminde ikimiz de COVID olduk; her ikimiz de aynı derecede etkilendik ve bir hafta boyunca yattık. Ama ben ara sıra kalkıp yemeklerimizi yaptım, etrafı topladım, temizledim. Eşim ise bir hafta boyunca resmen sadece tuvalet ve yatak odası arasında yürüdü. Beni arayıp helallik istediğinde, onunla vedalaştığını duyduğumda ne yapacağımı şaşırdım.
- ‘Endoskopiye Giderken Helallik İstedi’: Eşim, regl dönemimde ben gıkımı bile çıkarmazken, bir kerekavun keserken parmağını kestiğinde (birkaç mm kadarcık) sanki kolu kopmuş gibi yaygara koparıyor. Endoskopi için randevu aldığı gün, benim çok önemli bir toplantım olacağı için onunla gidemeyeceğimi söyledim. O gün işlem odasına girmeden beni arayıp helallik istedi. Gerçekten böyle bir eş ile yaşamak zor.
- ‘O Koca Adam Küçük Bir Çocuğa Dönüyor’: Kocaman adamlar hastalandığında küçücük çocuk gibi nazlanıyorlar. Ben çok ağır bir hastalık geçirmediğim sürece gıkımı bile çıkarmam. Erkeklerin hafif bir başı ağrısı olduğunda hemen ‘Of pof, öldüm ben çok kötüyüm’ moduna girdiğini görüyorum. Bu durum gerçekten tuhaf.
Erkeklerin Hastalıklara Karşı Savunmasızlığı
Peki ama neden erkekler hastalıklar karşısında bu kadar savunmasız kalıyor? Hastalıklarını mı abartıyorlar, yoksa gerçekten erkek biyolojisi mi buna neden oluyor? Uzmanlar, bu durumun sadece insanlar değil, bazı diğer canlılarda da cinsiyetler arasında bağışıklık farklılıklarının olduğunu belirtiyorlar. The New York Times’a konuşan Minnesota Üniversitesi’nde ekoloji, evrim ve davranış profesörü Marlene Zuk, “Erkekler ve kadınların enfeksiyonların etkilerini farklı şekilde yaşadıkları fikrinde bir gerçeklik payı var” diyor.
Erkeklerin hastalandıklarında kadınlara göre daha şiddetli geçirme olasılıklarının yüksek olduğuna dair güçlü kanıtlar mevcut. Bunu, erkeklerin daha yüksek hastaneye yatış ve ölüm oranlarına sahip oldukları COVID pandemisi döneminde de gözlemledik. Aynı durum, kadınlardan çok daha fazla erkeğin öldüğü 1918 grip pandemisi sırasında da yaşandı. Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nde baş araştırmacı olan Dr. Matthew Memoli, bunun bir kısmının davranışla açıklanabileceğini belirtiyor. Araştırmalar, erkeklerin hastalanmamak için maske takmak veya ellerini yıkamak gibi önlemleri alma konusunda daha az istekli olduğunu gösteriyor. Ayrıca, erkekler genellikle sigara ve alkol gibi sağlıksız davranışlara daha yatkın ve tıbbi yardım alma konusunda daha isteksiz. Bu, hastalandıklarında daha kötü sonuçlara yol açabiliyor.
Hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalar, erkek ve kadın bağışıklık sistemleri arasında biyolojik farklılıklar olduğunu gösteriyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nde moleküler mikrobiyoloji ve immünoloji profesörü olan Sabra Klein, “Kadınlar genellikle daha fazla bağışıklık tepkisi üretiyor veya geliştiriyor” diyor. Elbette bireysel farklılıklar var; ancak Dr. Klein, kadınların “bu tür tepkileri çok daha hızlı başlatma eğiliminde olduğunu, bağışıklık proteinlerinin daha fazla aktive olduğunu ve daha fazla üretildiğini” ifade ediyor.