İstiklal Caddesi’ndeki Casa Botter’da Sanatın Büyüsü
İstiklal Caddesi’nde bulunan Casa Botter, art nouveau tarzının eşsiz örnekleriyle bezeli bir sanat merkezi olarak dikkat çekiyor. Levent Çalıkoğlu’nun küratörlüğünde düzenlenen ‘Solo Botter Sergileri’ serisi, sanatseverleri önce Selma Gürbüz, ardından da Nuri İyem’in eserleriyle buluşturdu. Şimdi ise ‘kuyruklu yıldız’ anlamına gelen ‘Komet’ mahlasıyla tanınan Gürkan Coşkun’un ‘Solo Botter: Komet’ isimli sergisi sanatseverlerin ziyaretine açıldı.
Komet
Hafta içi bir öğle saatinde sergiyi gezmek üzere Casa Botter’a uğradım. Serginin vitrininde Komet’in mütevazı kişiliğini yansıtan, dikkat çekici sözleri hemen göze çarpıyor: “Yıllarca kendimi zorluklara alıştırdım. Çünkü kolaylığa ulaşmak için o engellerle boğuşmanın gerekli olduğuna inanmıştım. Öyle bileği yetenekli birisi değildim. Ama küçük yaştan beri kendimi, var olmayı, olayları, yapıları sorgulamaya çalışan bir eğilimim vardı. Dağınık ve sarsak yapımı ancak aşırı disiplin içinde yapabileceğim çalışmalarla bir dengeye oturtabildim.”
İmge Dünyasını Anlamak
Komet, gerçek ile düş gücünü, ciddiyet ile kuralsızlığı, melankoli ile absürtlüğü, gizem ile şiirsel evreni iç içe ören bir sanatçı. ‘Solo Botter: Komet’ sergisinde, 1960’lı yıllardan itibaren ürettiği şiirlerinden örnekler de yer alıyor. Sergide dolaşırken, resimleri görerek şiirleri okumak, hem Komet’in imge dünyasını anlamak hem de kelimelerle olan ilişkisini kavramak açısından yeni ufuklar açıyor.
Sergi, Komet’in 2021 yılında 80’inci doğum günü vesilesiyle Dirimart’ta açtığı serginin üç ikonik yapıtıyla başlıyor ve 1967 yılında ürettiği erken dönem resimlerine doğru ilerliyor. Gündelik hayatta dil ve kelimelerle performatif bir şekilde oynayan sanatçının ‘İdi, İdim, İdik’ adlı sergisinde bulunan ‘Ah! Vah! Of!’ üçlemesi de ‘Solo Botter: Komet’ sergisinin dikkat çekici işlerinden biri olarak öne çıkıyor.
2022 yılında kaybettiğimiz, eleştirel ve politik figür resmi anlayışının en önemli temsilcilerinden biri olan sanatçının çalışma malzemeleri, gazetelerde yer alan röportajları, şiirleri ve mekânda asılı duran Komet yazılı tabelalar da ziyaretçilerle buluşuyor. Komet’in son dönemlerine ait izler taşıyan ve sanatçının zengin düş gücünü yansıtan bu sergi, onun tamamlanmamış eserlerini görme fırsatı da sunuyor.
“Bu serginin en önemli özelliği şiirle resim arasındaki ilişkiyi tartışıyor ve gösteriyor olması.”
‘Renkle Hesaplaşmasına Tanık Oluyoruz’
‘Solo Botter: Komet’ sergisinin küratörü Levent Çalıkoğlu da şunları ifade etti:
Komet, Türk resminde görsel ile düşünsel olanı buluşturmaya çalışan ve bunu şiir, felsefe ve edebiyatla zenginleştiren çok özel bir karakter. Bu serginin en önemli özelliği, şiir ile resim arasındaki ilişkiyi tartışıyor ve gösteriyor olması. Komet, özellikle 90’lı yıllardan itibaren video, performans ve enstalasyon gibi resmin dışındaki diğer ifade alanlarında da üretken bir sanatçı oldu. Bu sergide onun kilometre taşı işlerine yer veriyoruz. Özellikle 94 yılında Nişantaşı Güzelleştirme Derneği’nin düzenlediği vitrin sergileri için yaptığı çalışmada, Komet kendi adını tabelacılara boyatarak bir tür marka olarak vitrinlerde yer almayı tercih etti. Bu, çağdaş sanatın çok farklı ifade alanlarına açılması açısından Komet için kritik ve önemli bir çıkıştı.
Serginin diğer bir özelliği de Komet’in ‘alto modern’ adını verdiği beyaz üzerine yaptığı resimleri sunması. Bu eserler, onun modernizme kavuşma serüveni olarak düşünülebilir. Figürde belli bir aşamaya gelen bir sanatçının giderek sadeleşen ve beyaz gibi üzerindeki en ufak hatayı dışa vuran bir renkle hesaplaşmasına tanık oluyoruz. Yaklaşık 20 yıl boyunca ürettiği bu beyaz üzerine resimlerden üç önemli başyapıt da sergide görülebilir.