İstanbul’da bir sağlık skandalı daha gün yüzüne çıkarken, “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen suç örgütünün üyeleri ilk kez hakim karşısına çıktı. Çete, bebeklerin sağlık durumlarını hiçe sayarak, yoğun bakım ünitelerinde gereksiz şekilde tutulmalarını sağlamak amacıyla sahte raporlar ve ilaç kullanarak para kazandı. 22 tutuklu, 25 tutuksuz olmak üzere toplam 47 sanığın yargılandığı davada, sanıkların 17 bin yıl hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Bebeklerin Sağlığına Karşı İşlenen Suçlar
Yenidoğan Çetesi’nin işlediği suçlar, sağlık sistemini derinden sarsacak nitelikte. Çete üyeleri, bebekleri gereksiz yere yoğun bakımda tutarak, SGK primlerini paylaşmak amacıyla bebeklerin sağlıklarını riske atmışlardı. Bebekler, sağlık açısından hiçbir gerekçe olmadan yoğun bakımda tutuluyor, solunum desteği ve ilaç verilmeden, sadece sistemin işleyişine zarar vermek amacıyla yaşam destek ünitelerine bağlanıyordu.
Fırat Sarı’nın İtirafları: Aylık 400 Bin Lira Gelir
Davada elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı, duruşma sırasında aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu belirtti. Kimlik tespitinin ardından yaptığı konuşmasında, “Bekarım ve aylık gelirimi 400 bin liraya kadar çıkarabiliyorum,” şeklinde bir açıklama yaptı. Sarı’nın, çete üyeleriyle gerçekleştirdiği yasadışı işlemlerden büyük miktarda para kazandığı iddia ediliyor.
Çete Üyeleri ve Hastaneler Hakkında Şok İddialar
Çete üyelerinin, anlaşmalı oldukları hastanelere bebekleri yönlendirdikleri tespit edildi. İstanbul ve Tekirdağ’daki 10 özel hastane, bu yasa dışı faaliyetlere dahil oldukları gerekçesiyle ruhsatları iptal edildi. Bu hastaneler arasında Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi ve birçok diğer hastane bulunuyor.
Savcıyı Tehdit Ederek Çetenin Gücünü Gösterdiler
Yenidoğan Çetesi üyelerinin soruşturmayı yürüten savcıyı ölümle tehdit ettikleri iddiaları, davanın korkutucu boyutlarını gözler önüne seriyor. Çete, tutuklanan üyelerinin serbest bırakılmasını sağlamak için tehditlerde bulunmuş, savcıyı ölümle korkutmuştu. Bu tür tehditlerin soruşturmayı zora soktuğu ve yargı sürecini etkilemeye çalıştıkları iddiaları da dosyada yer aldı.
Çetenin “Pasif Ötenazi” Uygulama Taktikleri
Duruşma sırasında dikkat çeken bir başka detay ise, bebeklere uygulanan “pasif ötenazi” yöntemi oldu. Bazı bebeklerin sağlık sorunları düzelebilecekken, tedavi edilmeden ölüme terk edildiği tespit edildi. Örneğin, diyaframında gelişimsel bozukluk bulunan bir bebek tedavi edilmeden yaşam destek ünitesine bağlandı ve sonunda hayatını kaybetti. Çete üyeleri, ailelerin sessiz kalmasını sağlamak için onları korkutarak, “Adli tıp süreci başlatılmadı, çocuk defnedildi” şeklinde bir tutum sergiledi.
Duruşma Devam Ediyor: 1.399 Sayfalık İddianame
Duruşma, 1.399 sayfalık iddianamenin okunmasıyla sürüyor. Çetenin, bebeklerin hayatını riske atarak sağlık sistemini nasıl manipüle ettiğini ortaya koyan deliller, davada şok etkisi yaratıyor. Sanıkların kimlik tespitlerinin ardından yargı süreci devam ediyor.
Davanın Önemi: Sağlıkta Güvenlik Zafiyeti
Yenidoğan Çetesi davası, sadece bir grup suçlunun cezalandırılmasıyla sonlanmayacak. Bu dava, sağlık sistemindeki güvenlik açıklarını ve bazı hastanelerin yasadışı faaliyetlere nasıl dahil olabildiklerini gözler önüne seriyor. Çete üyeleri, sadece bebeklerin yaşamını riske atmakla kalmadı, aynı zamanda sağlık sistemindeki adaletsizlikleri ve kötü uygulamaları da ortaya çıkardı.