İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
22 Şubat 2025, Cts
  1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Sağlık
  4. Aşılar ve Bilgi Kirliliği: Pandeminin Gölgesinde Sağlık Gerçekleri

Aşılar ve Bilgi Kirliliği: Pandeminin Gölgesinde Sağlık Gerçekleri

Prof.Dr Gazi Gülbaş
Prof.Dr Gazi Gülbaş
service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pandeminin Getirdikleri: İnfodemi

31 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinden bildirilen ilk COVİD-19 vakasından sonra hayatımızda çok önemli değişiklikler oldu. Adeta bir devir kapandı ve bizler yeni bir çağa “Dijital Çağa” girdik. Bu çağla birlikte bir kavram daha gündeme geldi:

İnfodemi! İngilizce information (bilgi) ve epidemi (salgın) kelimelerinden türetilmiş bir kavram. Yani kısaca “bilgi salgını” anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütü ise infodemiyi, “iyi veya kötü her türlü bilginin paylaşılmasının, insanların güvenilir kaynak ve rehberlik arayışlarını zorlaştırması” olarak tanımlıyor. Pandeminin getirdiği kapanmayla birlikte gencinden yaşlısına tüm dünyanın en önemli bilgi alma ve iletişim aracı dijital ortam oldu.

İnsanlar doğruluğu kontrol edilmeden inanılmaz bilgi bombardımanına tutuldu. Bu bilgi salgınıyla birlikte maalesef “aşı karşıtlığı” türedi. Devlet başkanları, siyasi parti temsilcileri, yazarlar, hatta hekimler kendi uzmanlık alanları olmadığı halde aşılar aleyhine açıklamalarda bulundular.

Aşılar Hayatımızda 400 yıldır var!

Aşıların modern tıbbın ilgi alanına girişinin 4. yüz yılı içerisindeyiz. Oysaki Alexsander Fleming’in penisilini buluşunun üzerinden 100 yıl geçmemiştir. Bin dokuz yüzlü yılların başında çiçek, difteri, kuduz, tetanoz, tifo hastalıklarının aşıları kullanılıyordu. Çiçek aşısı sayesinde hastalık dünyadan silinmiştir.

Aşılamalar mikrobik ve bulaşıcı hastalıkların önemli oranda kontrol altına alınmasını sağlamıştır. Bu sayede aşılar ortalama insan ömrünün uzamasına katkıda bulunmuştur.

Ülkemizde Osmanlı döneminde 19. Yüzyılın sonlarında uduz aşısı üretilmey başlandı

Dünya Sağlık Örgütü 1950 yılında İnfluenza Laboratuvarını dünyaya örnek gösterdi

Ülkemizde kuduz aşısının bulunmasından sadece 2 yıl sonra 1887 yılında bu aşı Osmanlı Devletinde de üretilmeye başlanmış. Balkan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında dahi aşı (tifo 1911, kolera 1913, dizanteri, veba) üretimine ara verilmemiş ve Cumhuriyetin ilanından sonra çalışmalar hız kazanmıştır.

Verem aşısının üretimine 1927 yılında başlamıştır. Bin dokuz yüz yirmi sekiz yılında Hıfzısıhha Enstütüsü kurularak aşıların üretimi tek merkezde gerçekleştirilmeye başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1950 yılında denetlenen İnfluenza Laboratuvarı, Bölgesel İnfluenza (grip) Merkezi olarak tanınmış ve influenza aşısının üretimine geçilmiş.

Pandemi döneminde aşılar günah keçisi ilan edildi

Dünyada ve ülkemizde uzun süredir kullanılmasına ve faydası gösterilmiş olmasına rağmen, aşılarla ilgili -özellikle de COVİD-19 Pandemisinden sonra- karalama kampanyası yürütülmüştür. COVİD-19 aşılarının inme, kalp krizi ve ani ölümlere yol açtığı ile ilgili haberler dijital ortamda oldukça sık dile getirilmiştir.

Maalesef hekimler dahi aşılar konusunda ikiye bölünmüştür. Ancak yakın zamanda yapılan bir çalışma 10 milyon civarında aşı yaptıran bireyle, aşı yaptırmayan benzer sayıda bireyi karşılaştırmıştır. Bu çalışma iddia edilenin aksine; kalp krizi, inme ve ani ölümlerin aşı yaptırmayan bireylerde daha fazla olduğunu göstermiştir.

İnfluenza (grip) aşısı ile ilgili yanlış bilinenler

Pandemiden önce grip ve diğer aşılarla ilgili kısırlaştırdığı, sinir hastalığı (guillain barre sendromu) yaptığı iddiaları vardı. Sinir hastalığı (guillain barre sendromu)  sinir iletisinde azalma neticesinde kas güçsüzlüğüne sebep olup, günlük aktivitelerin azalmasına ve hatta solunum yetmezliğine neden olan bir hastalıktır.

Amerikan Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) 1976 yılında bu iddialar ortaya atıldığında aşı yapılan hastaları takip etmiştir. İnfluenza aşısı yapılanlarda Sinir hastalığı (guillain barre sendromu) görülme sıklığı 1 milyonda 1 iken, aşı yaptırmayıp influenza (grip) olanlarda bu oranın 1 milyonda 20 (20 katı) olduğunu tespit etmiştir.

Bu sinir hastalığına aslında influenza (grip) enfeksiyonunun sebep olduğu sonucuna varılmıştır.

İnfluenza (grip)  virüsü sadece solunum yolu enfeksiyonu yapmıyor! İnme, kalp damar hastalığı, demans riskini artırıyor

İnfluenza virüs enfeksiyonu (mevsimsel grip) sadece üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açmakla kalmaz. Vücudun birçok yerinde iltihabi mekanizmaları etkileyerek yetişkinlerde inme, kalp damar hastalıkları riskini ve çocuklarda ateşli havale riskini artırmaktadır.

İnfluenza aşısı sadece mevsimsel gripten korumakla kalmaz, inme, kalp damar hastalıkları ve demans riskini de azaltır ve iş gücü kaybını önler.

Pandemi süresince virüslerle karşılaşmayan bağışıklık sistemimiz zayıfladı

Pandemi süresince izole yaşamamız ve virüslerle 3 yıl gibi bir süre karşılaşmamış olmamız neticesinde bağışıklık sistemimiz bu hastalıklara karşı savunmasız kaldı. Bütün bunlardan daha önemlisi, pandemi süresince zirveye ulaşan aşı karşıtlığının etkisiyle son iki yılda influenza aşılamaları ciddi oranda azalmıştır.

Bu sebeple son 2 yıl gribal enfeksiyonlar çok daha fazla kişiyi etkilemekte ve çok ağır seyretmektedir.

Kimlere İnfluenza (grip) aşısı yapılmalı

CDC 6 aydan büyük her bireye grip aşısının yapılmasını önermektedir.

Ülkemizde grip aşısının yaptırılması önerilen gruplar ise;

– 65 yaş ve üzeri olan bireyler

– 18 yaşına kadar uzun süre aspirin kullanması gereken çocuklar

– Diyabet hastalığı olan bireyler

– Astım ve KOAH gibi kronik solunum yolu hastalığı olan bireyler

– Kanser hastalığı olan bireyler

– Kalp-damar hastalıkları olan bireyler

– Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler

– Bakımevi ve huzurevi gibi yerlerde yaşayan bireyler

– Hamile olan bireyler

– Sağlık çalışanlarıdır

Teşekkürler Prof. Dr. Gazi Gülbaş

Pandemi ve aşılar konusundaki değerli bilgilerini bizimle paylaştığı için Prof. Dr. Gazi Gülbaş’a teşekkür ederiz. Ankarahaberler.com olarak, sağlık ve bilim dünyasındaki önemli konuları gündeme getiren bu tür içeriklerin, toplumun doğru bilgiye ulaşmasında büyük bir rol oynadığına inanıyoruz. Prof. Dr. Gülbaş’ın katkıları, aşılar ve sağlıkla ilgili farkındalığı artırma yolunda çok kıymetli bir adım olmuştur. Kendisine bir kez daha teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.

Aşılar ve Bilgi Kirliliği: Pandeminin Gölgesinde Sağlık Gerçekleri
Yorum Yap

Giriş Yap

Ankara Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!