“Ankara’da Nafaka Krizi: Boşanmış Kadın, Nafakasını 5.500 TL’ye Çıkarmak İstedi, Eski Eşi Tepkili!”
Ankara’da, 2008 yılında anlaşmalı olarak boşanan bir çift arasında yaşanan nafaka davası, son dönemde dikkatleri üzerine topladı. Kadın, 2020 yılında mahkemenin belirlediği 500 TL’lik nafakanın yetersiz olduğunu belirterek, nafakanın artırılması için mahkemeye başvuruda bulundu. Kadın, avukatı aracılığıyla yaptığı başvuruda nafakanın 5.500 TL’ye çıkarılmasını talep etti. Ancak, eski eşin yanıtı davanın seyri üzerinde büyük bir etki yarattı.
Boşanmanın ardından nafaka kararı 2008 yılında, kadına 3 asgari ücrete denk gelen, yaklaşık 2 bin TL’lik yoksulluk nafakası verilerek karara bağlanmıştı. Ancak, 2017’de erkek, nafakanın kaldırılması talebiyle mahkemeye başvurmuş ve sonuç olarak 2020’de nafaka 500 TL’ye düşürülmüştü. Şimdi ise kadın, nafakanın düşük olduğunu savunarak mahkemeye başvurmuş ve eski eşinin nafakayı 5.500 TL’ye çıkarmasını istemiştir.
Başvuru dilekçesinde, kadının 2020 yılında hükmedilen nafakanın, dönemin asgari ücretinin yaklaşık dörtte birine denk geldiğini ve enflasyon oranı ve ekonomik değişimlerin göz önüne alınarak nafakanın artırılmasını talep ettiğini belirtti. Bu başvuru, nafaka miktarının kadın için yeterli olmadığını düşündüren ve bu artışın geçici değil kalıcı olmasını savunan bir isteği yansıtıyor.
Eski eş ise, avukatı aracılığıyla verdiği dilekçede, kadının eğitimli ve iyi bir kariyere sahip olduğuna dikkat çekerek, kadının çalışma konusunda isteksiz davrandığını iddia etti. Erkek, kadının iyi derecede yabancı dil bildiğini ancak yıllardır çalışmadığını ve “çok iyi eğitimine rağmen iş bulma konusunda hiçbir çaba göstermediğini” belirtti. Kadının sosyal medya üzerinden hükümet yetkililerine hakaretler içeren yorumlar yaptığını öne sürdü.
Erkeğin dilekçesinde yer alan ”davacı, iş bulma konusunda isteksiz” ifadesi, boşanmış kadının sosyal medya üzerinden hükümete yönelik hakaretler yazdığı ve lüks içinde yaşamaya devam ettiği şeklindeki suçlamalar, davanın gidişatını oldukça zorlaştırdı. Eski eş, kadının nafaka alarak yaşam standartlarını artırdığını ve sabit bir gelirinin olmasına rağmen hala nafaka talep ettiğini savundu.
“Lüks içinde yaşamakta” denilen dilekçede, kadının sosyal medya yorumlarının da dava sürecine dahil edilmesi dikkat çekti. Erkek, eski eşinin her fırsatta işten ayrıldığını ve nafaka alarak yaşamını sürdürdüğünü iddia etti. Hatta, kadının SGK maaşı aldığı halde nafaka talep etmesi ve lüks bir hayat sürdüğü öne sürüldü.
Önemli bir detay, davanın sadece nafaka ile ilgili değil, aynı zamanda kadının yaşadığı hayat tarzı ve sosyal medya üzerindeki paylaşımlarıyla ilgili de yoğun eleştiriler içeriyor olmasıdır. Mahkemenin nasıl bir karar vereceği şimdilik belirsizken, tarafların vereceği ifadeler davanın geleceğini şekillendirecek gibi görünüyor.
Kişisel Yorum:
Bu dava, yalnızca nafaka miktarını değil, sosyal medya üzerinden yapılan yorumlar ve kişisel yaşam tarzı gibi unsurları da içerdiğinden oldukça dikkat çekici bir hal aldı.
Nafaka gibi hukuki bir konuda tarafların karşılıklı suçlamaları, mahkemeye de oldukça karmaşık bir tablo sunuyor.
Sonuç ne olursa olsun, kadın ve erkek arasındaki bu tartışma, nafaka davalarının sadece maddi değil, psikolojik ve sosyal boyutlarının da ne kadar derinleşebileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kaynak: ankarahaberler.com