USD34,24
EURO37,63
GR. ALTIN2.922,34
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Magazin
  3. Arka Sokaklar’ın 19. Sezonu ve Müziklerinin Önemi

Arka Sokaklar’ın 19. Sezonu ve Müziklerinin Önemi

featured
service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Arka Sokaklar’ın 19. Sezonu Başladı

◊ “Arka Sokaklar” dizisinin 19’uncu sezonu nihayet başladı. Dizinin müzikleri ilk bölümden itibaren size emanet. Bu uzun süreçte hiç ara verdiniz mi? – Geçen yıl projede yer almadım, fakat bu yıl geri döndüm. Geçtiğimiz yıl da müziklerim kullanıldı; yeni besteleri başka müzisyenler yaptı. Bu yıl yine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Dizi Müziği: Uzun Bir Maraton

◊ Uzun bir dizinin tüm müziklerini yapmak nasıl bir maraton peki? – Bu sezon oldukça yoğun başladı. 19 yıl boyunca aynı dizinin müziklerini yapmak, hem yeni şeyler üretmek hem de geçmişte yaptığımız müzikleri yeniden yorumlamak oldukça ilginç. Bazen dizinin fanları, 1. sezon müziklerini talep ediyor. Dönüp baktığımda, şarkılar zamanla eskimiş, mantık değişmiş ama nostaljik bir his var. Bu dengeyi sağlamak için çabalıyoruz. Bu 19 yıl içinde jenerik müziği üç kez yeniledik. Toplumun farklı kesimlerinden insanlar diziyi izliyor. Avrupa’da birçok ülkede 20-30 yıl süren polisiye diziler mevcut. Türkiye’de de “Arka Sokaklar” gibi bir dizinin varlığı ve birinci bölümden itibaren müziğini yapıyor olmam benim için gerçekten çok değerli.

19 Yılın Müziklerinde İlk ve Tek

◊ 19 yıl boyunca bir dizinin müziklerini yapan Türkiye’de ilk müzisyen sizsiniz değil mi? – Evet, Türkiye’de bu alanda tekim galiba. 15 sezon süren “Bizimkiler” dizisi var ama 19 sezon boyunca devam eden bir dizi olmadığını düşünüyorum. Ayrıca reytingini koruyarak devam eden başka bir dizi de yok.

◊ Dizi müziği, dizinin sloganı haline geliyor. Seyirciye verilmek istenen duyguyu yansıtmanın yolu müzik. Bu anlamda işiniz oldukça zor… – “Bambaşka bir hayat var ‘Arka Sokaklar’da” ifadesi gerçekten bir slogan haline geldi. Farkında olmadan, hayranlarımızdan “Müzikleriyle anılan tek dizi” gibi yorumlar alıyorum. 25 yıllık kariyerimde 19 yılı “Arka Sokaklar” ile geçirdim. Şu an Güney Afrika ve Latin Amerika’da popüler olan “Elif”, “Canım Annem”, “Yaralı Kuşlar” gibi birçok projeye de müzik yaptım ama “Arka Sokaklar” ile müziklerimiz çok özdeşleşti.

Yurtdışındaki Başarılar

◊ Yurtdışındaki çalışmalarınızdan da bahseder misiniz? – Her dizi, farklı bir ülke ve kitle getiriyor. Vurdulu kırdılı dizilerimizin yurt dışındaki satışları genelde düşük. Daha çok pembe dizi veya romantik komedi türündeki işler ilgi görüyor. Ancak “Arka Sokaklar” en son Bulgaristan’da oldukça popülerdi. Bazı Arap ülkelerinde de öyle. Endonezya, Malezya, İspanya, Meksika ve Kolombiya’da “Elif” dizisi büyük ilgiyle karşılandı. Mayıs ayında konser vermek ve bir TV programına katılmak için Kolombiya’ya gittim. Orada öğrendim ki, 1300 tane kız çocuğuna Elif adı verilmiş!

25. Yılım İçin Belgesel Hazırlığı

◊ Yurtdışından size davet mi geldi? – Evet, pandemiden beri beni bekliyorlardı. Ayrıca, mesleğimin 25’inci yılı dolayısıyla hazırladığım bir belgesel projesi var. Yıllardır iletişimde olduğum ailelerle röportaj yapmak istiyordum, bunları gerçekleştirdim. Orada bir kameraman tuttum. Mesela, 4-5 yaşındaki çocuklar benim Türkçe şarkılarımı ezberlemiş, onları buldum. Belgeselin Kolombiya bölümünü çektik.

◊ Başka hangi ülkelerde çekim olacak? – Polonya, Bulgaristan ve Latin Amerika’daki birçok ülkede çekim yapmayı planlıyorum. Ancak bütçem ve zamanım her yere gitmeye yetmeyebilir. Meksika’yı özellikle düşünüyorum çünkü orası müzik endüstrisinin en büyük olduğu yer. Eğer İspanya da olursa, dört-beş ülkede hayranlarla yapılan röportajları bir belgeselde toplamak istiyorum. Çok ilginç hikayeler var.

Arka Planda Bir Müzisyen Olmak

Arka Planda Bir Müzisyen Olmak

◊ Siz genellikle sahnede değil, daha geri planda olan bir müzisyensiniz. Bu sizin tercihiniz miydi? – Üniversitede Sinema-Televizyon bölümü okudum. Bu süreçte müzik de yapıyordum. Piyasadaki mentörlerim hep “Sen çok iyi bir beste yapıyorsun. Madem sinema eğitimi aldın, dizilere ve filmlere yönelmelisin” derdi. İlk albümümü 22 yaşında çıkardım ama kimse büyük bir projeyi emanet edecek kadar güvenmiyordu. Sonra ilk büyük dizim “Sahra” oldu. Dizi müzikleri yapmaya başladıkça, şarkılarımı da duyurma fırsatı buldum. Yurtdışındaki hayranlar da ilgilerini gösterdi. Sözlerin derinliği, ses ve kullandığımız enstrümanlar onları çok etkiledi.

25 Yıldaki Unutulmaz Anılar

◊ 25 yılda en unutulmaz anınız nedir? – Boğaz’da ‘Semiramis’ adında bir gemide, Ortaköy meydanında bir konser vermiştik. Ayrıca yaz başında ve sonunda İspanya’da iki turne gerçekleştirdim. Madrid’deki bir konserime Cansu Dere ve Selma Ergeç de katıldı. Bu yıl 25’inci yıl konseri yapmak istiyorum.

Tokat’ta Sıcak Bir Hikaye

Tokat'ta Sıcak Bir Hikaye

◊ Tokat’ta çocuklar 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı sizin şarkınızla kutladı. O sıcak hikâyeyi sizden dinlemek isteriz… – 30 Ağustos’ta Tokat-Zile’de, çocuklar ellerinde Türk bayraklarıyla benim 20 yıl önce yayımladığım “Şehit” şarkısını söyleyerek sokaklarda dolaşmış. Bu görüntü viral oldu. Ben de çocuklarla bir araya gelmek istedim. 10 gün içinde programımı ayarladım ve Zile’ye gittim. Onlarla birlikte şarkıyı çaldık, söyledik ve öğle yemeği yedik. Çok güzel bir anı oldu benim için. Bu arada o şarkının temsili telif hakları MSG ve MESAM aracılığıyla Mehmetçik Vakfı’na bırakılıyor.

Evdeki Sohbetler ve Danışma

◊ “Murat’la Çok Yakın” adlı YouTube programınızdan da bahseder misiniz? – Yakın dostlarımı, en yakınlarıyla konuk aldığım bir program. Gelen konuk, kimlerle katılacağını kendisi seçiyor. Yıllar önce Kanal D’de babamın “Bir Sevda Masalı” adında bir programı vardı; o evli çiftleri konuk alıyordu. Ben ona benzer bir şey yapmak istemedim. Bir kategoriye oturtmak gerekiyordu. Basın danışmanım Gamze bu fikri verdi. İlk bölümde Haldun Dormen, 90’lı yıllardan beri çalıştığı Şebnem Özinal ile geldi. İkinci bölümde senarist-oyuncu Kerem Özdoğan, eşi Cansu ile katıldı. Pazar günü (bugün) Zeynep Talu ve babam Erol Evgin ile çektiğimiz bölüm yayınlanıyor. Şimdilik 11 bölüm çektik ve hep dostluk, aile, arkadaşlık gibi konuları ele alıyoruz.

◊ Babanızla program nasıl geçti? – Çok keyifli geçti. Hatta Zeynep Talu’ya “Gel sen benim koltuğuma geç, baba-oğula soru sor” diye espri yaptım. Bizim baba-oğul ilişkimizi saygı çerçevesinde takılmalı bir sohbetle sürdürdük. Çok da tüyo vermeyeyim ama komik bir program oldu.

◊ Müzik çalışmalarınızda Erol Evgin’e danışır mısınız? – Çok fazla danışmıyorum aslında. O da bana “Neden dinletmiyorsun şarkıyı çıkarmadan?” diye tatlı tatlı sitem ediyor. Dinletmiyorum çünkü eski nesilden gelen yanlış bir öneri de gelebilir. Daha çok kendi çapımda başka şeyler yapmak istiyorum.

Evdeki Sohbetlerin İçeriği

◊ Evde sohbetleriniz daha çok müzik üzerine midir? – Müzik, iş ve ülke gündemi üzerine konuşuyoruz. Birkaç yıl önce ona “Baba, sen benim Latin Amerika’daki başarımı röportajlarında hiç dile getirmiyorsun, kıskanıyor musun acaba beni Evgin soyadını dünyaya taşıyan kişi olarak?” dedim. “Olur mu canım, her yerde söylüyorum” dedi. Sonrasında gerçekten söylemeye başladı. Kolombiya’ya giderken de “Ne yapacaksın Kolombiya’da?” diye sordu. Gittiğimde orada üç tane ulusal kanala çıktım, toplamda beş-altı programa katıldım ve bir akustik konser verdim. Onları görünce “İyi ki gitmişsin” dedi. Ama annemi bir türlü ikna edemiyoruz. Önüne Kolombiya’da çıkan gazete kupürlerini koymak gerekiyor.

Genetik ve Yaşlanma

◊ Sizinle en son 12 yıl önce röportaj yapmıştık. Nasıl bıraktıysam öyle görünüyorsunuz, adeta yaş almıyorsunuz. Bunu babanıza çektiğiniz söylenebilir. Sırrınız nedir? – Sanırım genler iyi. Benim babaannem de 96-97 yaşına kadar yaşamıştı. Gerçekten hiçbir şey yapmıyorum. C vitamini almak dışında yaptığım başka bir şey yok.

Arka Sokaklar’ın 19. Sezonu ve Müziklerinin Önemi
Yorum Yap
Abone Ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Giriş Yap

Ankara Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

0
Düşüncelerinizi duymak isterim, lütfen yorum yapınx