Dünya Genelinde Antibiyotik Direnci Üzerine Yapılan İlk Kapsamlı Çalışma
Dünya genelinde antibiyotik direncinin (AMR) eğilimlerini inceleyen ilk ve en kapsamlı çalışma olarak öne çıkan araştırmaya göre, 2023 ile 2050 yılları arasında 39 milyondan fazla insan, antibiyotiklere dirençli enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybedebilir. Çalışmanın yazarları, 2022 ile 2050 yılları arasında antimikrobiyal dirence bağlı ölümlerde yaklaşık %70’lik bir artış öngörüyor. Bu artışın en çok yaşlı bireyleri etkileyerek ölümlerdeki artışı yönlendireceği belirtiliyor.
Antimikrobiyal direnç, bakterilerin ve mantarların mevcut ilaçlara karşı evrimleşerek kendilerini koruma mekanizmaları geliştirmesiyle ortaya çıkmaktadır. Çalışmanın kıdemli yazarı Christopher J. L. Murray, “Bu ciddi bir sorun ve ne yazık ki kalıcı bir hale geliyor” diye ifade ediyor.
Antibiyotik Direnci ve Önemi
Antibiyotik direnci, hastalık etkeni bakterilerin, tedavi amaçlı kullanılan antibiyotiklere karşı geliştirdikleri savunma mekanizmalarıdır. Her canlıda olduğu gibi bakterilerin de hayatta kalma ve türlerini sürdürme içgüdüsü bulunmaktadır. Kendilerini tehdit altında hissettiklerinde, çeşitli mekanizmalar kullanarak korunma yolları ararlar. Bu durum, direnç ve tedavide başarısızlık olarak karşımıza çıkmaktadır.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Profesör Doktor İftahar Köksal, bu durumu şu şekilde açıklıyor: “Antimikrobiyal direnç, yalnızca tedavi süreçlerini zorlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kemoterapi ve sezaryen gibi tıbbi müdahaleleri de daha riskli hale getirir.”
Çalışmanın Kapsamı ve Bulguları
Antimikrobiyal Direnç Üzerine Küresel Araştırma Projesi’nin bir parçası olarak gerçekleştirilen bu çalışma, 204 ülkeden elde edilen hastane taburcu kayıtları, sigorta talepleri ve ölüm belgeleri gibi 520 milyon veri kümesini incelemektedir. İstatistiksel modelleme ile yapılan analizler, 1990-2021 yılları arasında her yıl antimikrobiyal dirençle bağlantılı bir milyondan fazla ölüm gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Araştırmacılar, bu süre zarfında AMR ölümlerinin sadece arttığını ve bu artışın hızla devam edeceğini vurgulamaktadır.
Çalışmanın başyazarı ve UCLA’da klinik tıp profesörü yardımcı olan Kevin Ikuta, önümüzdeki 25 yıl içinde beklenen 39 milyon ölümün her dakikada yaklaşık üç ölüme denk geldiğini belirtmektedir. Ayrıca, antibiyotiklerin dünya genelinde ve ülkemizde en çok tüketilen ilaçlar arasında yer aldığını ve son 15-20 yılda antibiyotik tüketiminin %36 oranında arttığını eklemektedir. Bu artışın, pek çok ülkede antibiyotiklerin reçetesiz satılabilmesi ve tedavi kılavuzlarına uyulmaması gibi nedenlerle gerçekleştiği ifade edilmektedir.
Demografik Farklılıklar ve Beklentiler
Araştırmanın bulguları, AMR’nin yükünün eşit dağılmadığını göstermektedir. 1990 ile 2021 yılları arasında, beş yaş altı çocuklarda AMR ölümlerinde %50’den fazla bir azalma görülürken, 70 yaş ve üzerindeki bireylerde bu ölümlerde %80’den fazla bir artış kaydedilmiştir. Yazarlar, çocuklar arasında bu tür ölümlerin azalmaya devam ederek 2050 yılına kadar yarıya ineceğini, ancak aynı dönemde yaşlılar arasında bu ölümlerin iki katına çıkacağını öngörmektedir.
Ayrıca, tahmin edilen 39 milyon ölümün yaklaşık %30’unun Güney Asya’da gerçekleşeceği, Sahra Altı Afrika’da da yüksek sayıda AMR ölümünün görüleceği öngörülmektedir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 700 bin, ABD’de ise 30 bin kişi antibiyotik dirençli enfeksiyonlardan hayatını kaybetmektedir. Bunun yanı sıra, bu duruma bağlı olarak milyonlarca dolar harcama yapılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa için bu rakamları 25 bin kişi ve 1,5 milyon dolar olarak tahmin etmektedir.
Acil Eylem ve Çözüm Önerileri
Uzmanlar, acil eylem planları oluşturulmadığı takdirde antibiyotik sonrası bir çağa geçileceğini ve basit enfeksiyonların bile ölümle sonuçlanabileceğini vurgulamaktadır. Yeni antibiyotiklerin keşfi oldukça yüksek maliyetli ve uzun zaman alan bir süreçtir. Oysa bakteriler, 20 dakika gibi kısa bir sürede logaritmik olarak çoğalabilir ve direnç kazanabilir.
Ikuta, “Antibiyotiklerin aşırı veya yanlış kullanımı giderek artıyor, bu da bakterilerin zamanla daha dirençli hale gelmesine neden oluyor” dedi. Yazarlar, antibiyotiklere erişimin düşünceli bir şekilde iyileştirilmesi gerektiğini, ancak aşırı ilaç kullanımının da kontrol altına alınması gerektiğini belirtiyorlar.
Harvard Tıp Fakültesi’nden Doçent Dr. Ishani Ganguli, antibiyotiklerin gereksiz yere reçete edilmemesi için hastalarıyla kapsamlı değerlendirmeler yaptığını ifade ediyor. Ganguli, “Bakterilerle savaşmak üzere tasarlanmış antibiyotiklerle tedavi edilemeyen viral bir enfeksiyon olan soğuk algınlığı için antibiyotik isteyen hastalarım oluyor. Eğer karşımdaki kişi gerçekten antibiyotik istiyorsa ve ben onlara yardımcı olacağını düşünmüyorsam, başka seçeneklere yöneliyorum” diye ekliyor.
Son Söz
Yazarlar, antibiyotiklerin yönetimi ve enfeksiyon önleme stratejileri ile yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi gibi konulara dikkat çekmektedir. Murray, AMR ile mücadele için çözümlerin uygulanmasının ekip çalışmasını gerektirdiğini vurguluyor ve “Bunu parça parça yapamazsınız. Gerçekten uyumlu bir küresel çabaya ihtiyacımız var” diyerek görüşlerini dile getiriyor.