Çift nikâh masasında, tam imzalarını atmak üzereyken damat kalemi eline aldı ve imzasını attı. Sıra gelin hanıma geldiğinde, tam imzasını atacakken, kucağında tombul bir çocukla, ter içinde kalmış bir beyefendi aniden görüntüye girdi. Koşarak gelerek elindeki çocuğu nikâh masasına oturtuverdi. Gelin ve damat şaşkınlık içinde kalmıştı; kalem gelinin elinde asılı kaldı. Masum çocuk, masada dengesini sağlamaya çalışırken, adam mutlu görünüyordu. Gelin imzayı atamıyordu, damat ise çocuğu alması için adama seslendi ama o hiç oralı bile olmadı. Bu arada fotoğraf çekimleri devam ederken, kamera kayıtta… Genç çiftin bu özel anı artık özel olmaktan çıkmıştı.

Bir başka düğün salonunda, müzik eşliğinde genç çift sahneye çıkıyor ve pozisyon alıyordu. Ne kadar da çalıştıkları belliydi; zeybek havasında bir dans koreografisi hazırlamışlardı. Kollar zarifçe yukarıya kalkıyor, ilk adımları atıyorlardı. Ama aniden, sahneye dalan bir beyefendi, elindeki paraları cömertçe saçmaya başladı. Eşzamanlı olarak, piste ben diyeyim 20, siz deyin 30 çocuk ve yetişkin hemen dalıyor. Bazıları paraları kapmaya çalışıyor, bazıları ise henüz havadayken yakalamaya çabalıyordu. O arada, gelin ve damadı itekleyenler de vardı. Müzik devam ediyordu ama genç çiftin dansı, başlamadan sona erdi. Yüzlerindeki ifadeyi okumak zor değildi; mutsuzdular. Ancak para saçan adam ve parayı kapmaya çalışanlar son derece memnun görünüyordu.

Bu tür olayları sosyal medyada yayımlanan videolardan biliyorum. Daha nicesi var; şaşar kalırsınız! Gelinle rekabet edenler mi istersiniz, çılgınca dans edenler mi? Yoksa, husumetlisini gören ve fırsat bu fırsat deyip kavga çıkaranları mı? Yeni hayatlarına en güzel başlangıcı yapmak isteyen çiftler, büyük bir emekle hazırlanıyorlar o güne. Her şeyi ince ince düşünüyorlar ama tüm süreci kontrol etmek elbette mümkün değil; hele akrabaları asla! O güzel geçmesi gereken düğün günleri, bazılarının sınavı haline geliyor adeta.

Bu noktada davetlilere büyük iş düşüyor; düğünün ahengini bozmamak ve genç çifti yeni hayatına eğlenceyle uğurlamak gibi. Baştan söylemekte fayda var; düğün aslında gelinin olayıdır ve her şey onunla ilgilidir. Ne yaparsanız yapın, gelini kızdırmamaya dikkat edin. Yani, asıl olan onun memnuniyetidir; damat ise bir teferruat statüsündedir. O salondaki herkes, her etkinlik gelin için var. Bu kuralı kabul edip devam edelim.

Peki ama ne yapmak gerekiyor? Elbette düğün adabına uymaktan başka çare yok. Her yıl yaklaşık 400 bin çifte danışmanlık veren dügün.com platformunun kurumsal iletişim sorumlusu Belgin Yetiş ile huzurlu bir düğün için yapılması gerekenleri konuştuk ve sizin için derledik. Hepsi oldukça basit ve uyulabilir kurallar:

Beyaz ve siyahı çifte bırakın: Davetliler düğünde bu iki rengi, özellikle beyazı asla kullanmamalıdır. Beyaz, gelinin rengi; bu, net bir kuraldır. Kırmızı ise kına gecesinin yasaklı rengi olup, sadece gelin tarafından giyilebilir. Nişan törenlerinde de misafirlerin çok gösterişli giyinmemesi gerektiği unutulmamalıdır.
Kurtlarınızı dökmenin zamanı var: İlk dansı gelin ve damada bırakın. Sizi piste davet eden anonsu bekleyin. Evet, kurtlarınızı dökmek sizin de hakkınız ama biraz sabırlı olun. Ayrıca zorla insanları dans etmeleri için piste sürükleyenler var; bunu yapmayın. Giyinip süslenmiş, saçlarını yaptırmış, topuklu ayakkabılarla sürüklenen birinin ne kadar mutsuz olduğunu düşünün. Dans etmek güzel ama aşırıya kaçmamak ve çılgın figürlerden kaçınmakta fayda var. Ayrıca, Allah korusun biri bunu sosyal medyada paylaşırsa, tanıdıklarınızın görmesini bırakın, çılgın dansınız ülke sınırlarını dahi aşabilir!
Gelinin duvağına basan çocuk sizinki olmasın: Elbette çoğumuz çocukları seviyoruz. Ancak davetiyede “Çocuklara iyi uykular” yazıyorsa, buna riayet edin. Çocuğunuzu bırakacak yer bulamıyorsanız, düğüne gitmeyin. Bazı gelinler, düğüne çocukların katılmasını istemiyormuş. O durumda da çocuğunuzla ilgilenin. “Gelinin duvağına sürekli basan çocuk” durumu, o sizin çocuğunuz olmasın. Ayrıca “Lütfen çocuklarınızı pistten alın” anonsunu da ciddiye alın.
Sosyal medya kullanmayın notu: Davetiyede sosyal medya kullanmayın notu varsa, buna uyun! Eğer böyle bir uyarı yoksa, gelin-damatla yüzlerce selfie yapmayın. Hadi yaptınız, fotoğrafı paylaşırken onların da iyi çıktığı kareleri kullanın. Hele gelinlerin kötü çıktıklarını hemen silin; zira bu durum onları çok kızdırıyor, haberiniz olsun.
Takı davetli olmanın şanındandır: Sakın ola ki, kalabalığa, kargaşaya karışırım diye düğüne eli boş gitmeyin. Bizden söylemesi; bu durum fark ediliyor…
Saadet içinde saadet: Son dönemde çok yaygın; bir düğün esnasında evlilik teklif etmek. Aman siz siz olun, özellikle gelinden onay almadan böyle bir şey yapmayın! Başrolü çalmayın. Kızlar, siz de gelin buketini kapmak için ortalığı birbirine katmayın; hoş olmuyormuş, bilenler öyle diyor. Kucağınıza düşerse ne âlâ…
O damadın arkadaşları var ya! Damadın arkadaşlarının soğuk şaka yapması oldukça popüler. Riskin farkında değiller. “Son pişmanlık fayda etmez” diye pankart açanlar mı, piste tabut getirenler mi, ne ararsanız var. Beyler, evlenen arkadaşınızla ilişkiniz devam etsin istiyorsanız, bunu yapmayın. Gelinler, bu şakalara fena kuruluyormuş.
Enişte bi dur: Düğünlerin olmazsa olmazı enişteler. Başta sakin, şık giyinmiş eniştenin, vakit ilerledikçe (genellikle alkolün etkisiyle) içinden bir çılgın çıkması da bir düğün klasiği haline gelmiş. Önce kravatı gevşetiyor, ardından o kravatı başına takıp bir de ayakkabılarının tekini çıkarıp kemerine yerleştirdiler mi, onları tutmak mümkün olmuyor; gelsin çılgın danslar… “Enişteleri pistten alın” anonsu da yapılabilir yakında…
Görümce ve eltiler, sakin olun: Problem çıkarma olasılığı en yüksek olan akrabalar; görümce ve eltiler. Nedendir bilinmez, büyük bir rekabet yaşanıyor. Öyle ki neredeyse gelin gibi hazırlanıyorlar düğüne. Hatta gelinlikvari, duvaklı elbiseler giyenler bile var. İnadına gelinin en nefret ettiği şarkıyı çaldıran görümcelerden de bahsediliyor.
Gelin ve damada not: Her şey istediğiniz gibi olmayabilir; hatta açık havadaki düğününüzde yağmur yağabilir. Eltiler, görümceler, enişteler ve arkadaşlar, elbirliği yaparak hoşunuza gitmeyen şeyler yapabilir. Takılmayın, özel gününüzün tadını çıkarın. Bu sizin düğününüz!