Gıda Ambalajlarının Sağlığımız Üzerindeki Etkileri
Etlerin etrafını saran streç filmler, restoranlardan sipariş ettiğimiz yemeklerin konduğu kaplar ve çeşitli içeceklerle dolu plastik şişeler… Bunlar, günlük yaşamımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelmiş modern gıda ambalajlarının sadece birkaç örneğidir. Ancak, bu ambalajların sağlığımız üzerindeki etkileri, son zamanlarda yapılan bir araştırma ile daha net bir şekilde ortaya konmuştur.
Hafta başında yayımlanan bir çalışma, gıda ambalajlarından vücudumuza geçen toplam kimyasal miktarını ve bu kimyasalların insan metabolizması üzerindeki olası etkilerini çarpıcı rakamlarla gözler önüne serdi. İsviçre merkezli bilim insanlarının liderliğindeki uluslararası bir uzman grubu, insanlardan alınan kan, saç ve anne sütü örneklerini test ederek önemli bulgular elde etti. Bu araştırma sonucunda, gıda ambalajlarında bulunan yaklaşık 14.000 kimyasaldan %25’ine tekabül eden 3.601 farklı madde insan vücudunda tespit edildi.
Bu kimyasallar arasında çeşitli metaller, uçucu organik bileşikler, kısaca PFAS olarak bilinen perfloroalkil ve polifloroalkil maddeleri, ftalatlar ve insanlarda endokrin sisteminin işleyişini bozarak kansere ve diğer birçok hastalığa yol açtığı bilinen birçok başka zararlı madde bulunmaktadır. Bilim dergisi Journal of Exposure Science and Environmental Epidemiology‘de yayımlanan araştırmada, bu kimyasallar ile sağlık sorunları arasındaki bağlantı doğrudan incelenmemiştir. Ancak, araştırmacılar bu kimyasalların envanterinin çıkarılmasının, gelecekteki sağlık riskleri ile ilgili çalışmalara zemin hazırlayabileceğini vurgulamaktadır.
Araştırmanın yazarlarından Gıda Ambalajları Forumu yöneticisi Jane Muncke, “Bu kimyasallar, insanlarda sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilmiş ve zararlı olduğu bilinen maddelerdir. Ve bu kimyasallar, ambalajlardan gıdalara sızmaktadır” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Gerçekten de, bilim insanları gıda ambalajlarındaki kimyasalların gıdalara sızdığını yıllardır bilmektedir. Ancak, bu sızan kimyasalların sayısı ve miktarı, ambalajın ve gıdanın türüne göre değişiklik göstermektedir.
- Yüksek sıcaklıklar: Kimyasalların gıdaya daha hızlı sızmasına neden olur. Bu nedenle, bilim insanları yiyeceklerin plastik kaplarda mikrodalgada ısıtılmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.
- Yağ ve asit oranı: Yüksek olan gıdaların ambalajlarından kimyasal geçiş olasılığı daha yüksektir.
- Kapların doldurulma oranı: Kaplar ne kadar sıkı doldurulursa, içerideki gıda ile temas o kadar artar ve bu da kimyasal geçişi artırır.
Muncke, yakın zamanda yaptığı bir uçak yolculuğunda yediği salatanın zeytinyağı ve sirkeden oluşan sosunun küçük bir plastik şişede servis edildiğini belirterek, “Ben bunu salatama dökmem” ifadesini kullanmıştır. Araştırmacılar, analizlerini gerçekleştirmek için önce gıda ambalajlarında ve gıda işleme ekipmanlarında kullanılan kimyasalların bir envanterini çıkarmışlardır. Ardından, küresel doku veri tabanına başvurarak, insan vücudunda bulunan kimyasallara dair ilgili çalışmaları incelemişlerdir.
Massachusetts Üniversitesi’nden biyoloji uzmanı Prof. Dr. Thomas Zoeller, bu araştırmayı değerlendirirken, “Ambalajlardan yiyeceklerimize geçen kimyasalları pek düşünmüyoruz ama bu, insanların kimyasallara maruziyeti açısından önemli bir kaynak. Bu araştırma, çoğunluğu denetlenmeyen zararlı kimyasalları insan vücuduna sızdırmanın erken bir göstergesi” demiştir. Gıda ambalajlarından yiyeceklere sızan kimyasalların çoğu plastiklerden kaynaklanmakla birlikte, tek neden bu değildir.
Muncke, “Muhtemelen en kötü kaynaklardan biri dönüştürülmüş kağıtlar ve kartonlardır. Bunu kabullenmek zor, fakat gerçek bu” demektedir. Dönüştürülmüş kağıtların, kartonların ve plastiklerin gıda ambalajı olarak kullanılması, gıdayla teması uygun olmayan mürekkeplerin gıdaya geçmesine ve kimyasal risklerin artmasına yol açmaktadır. Kimyasal üreticilerinin meslek örgütlerinden Amerikan Kimya Konseyi sözcüsü Erich Shea, araştırmaya yanıt olarak, “Üyelerimiz kullanılan maddelerin güvenliğini teyit etmek için kapsamlı bilimsel analizler yapmaktadır. Raporda kimyasallardan geniş kategoriler halinde bahsediliyor. Ancak bunların her birinin benzersiz kullanım alanları ve profilleri var. Bu nedenle hepsini bir araya gruplamak oldukça sorunlu” ifadelerini kullanmıştır.
Bilim insanları, gıda ambalajlarının daha iyi test edilmesi gerektiğini ve “gıdaya uygun” statüsündeki ambalajlarla ilgili daha fazla denetim yapılması gerektiğini belirtiyor. Muncke, “Gelecekte bu malzemelerin güvenliğini sağlamak için daha yapıcı yollar üzerine düşünmeliyiz. Beni endişelendiren şey bunun olmaması” vurgusunu yapmıştır.
Bu içerik, The Washington Post’un “Scientists just figured out how many chemicals enter our bodies from food packaging” başlıklı haberinden derlenmiştir.