Doğanın Kollarına Dönüş
Üstelik yalnız da değildi; yanında eşi Nikki Reed de vardı. Yani böyle bir “çekip gitme” kararını tek başına almamıştı. Ian Somerhalder, kendisini doğanın kollarına bırakacak, sebze ve meyvelerini yetiştirecek, hayvanlarını besleyecekti. Kısacası, o güne kadar alıştığından çok ama çok farklı bir yaşam tarzı sürdürecekti.
Birçok kişi, ünlü oyuncunun kendisi olmasa bile eşinin bu kararından kısa zamanda döneceğini ve tekrar eski hayatına yöneleceğini düşündü. Ancak hiç öyle olmadı. Neredeyse beş yıl geçti, ünlü oyuncu spot ışıklarının altından uzaklaştı. Sadece kendisi değil, eşi Nikki ve iki çocuğu da bu yeni hayata alıştı. Hatta Nikki, ikinci bebeğini de doğanın kollarındaki bu evde dünyaya getirdi.
Yeni Bir Hayat
Geçtiğimiz gün, Ian Somerhalder bir internet sitesine verdiği röportajda, sürdürdüğü bu sakin yaşamın Hollywood’dakinden çok daha bereketli ve tatmin edici olduğunu söyledi.
Tası Tarağı Toplayıp Doğanın Kollarına Koştular
Böyle kısaca öyküsünü anlattığımız bu ünlü çift, “Vampire Diaries” adlı diziyle şöhreti bulan 45 yaşındaki Ian Somerhalder ile “Twilight” serisiyle tanınan 36 yaşındaki eşi Nikki Reed. Ünlü aşıklar, yaklaşık beş yıl önce tası tarağı toplayıp doğanın kollarında yaşamaya gitti. Görünüşe göre, bu kararlarından son derece memnun kaldılar.
Ian Somerhalder, E! News’a verdiği röportajda ailesiyle birlikte sürdürdüğü bu sakin çiftlik hayatının Hollywood’un ışıltılı dünyasından çok daha tatmin edici olduğunu vurguladı. Somerhalder, yeni film ya da dizi projelerinden bahsetmek yerine, “İnsanların biraz mısırı benim de fasulyem var,” diyerek bu hayatın “çok havalı” olduğunu belirtti. Ardından, “Kimseye nispet yapmaya çalışmıyorum ama bu yaşam çok daha bereketli ve insana kendini çok daha yüce hissettiriyor,” dedi.
Bu Hayatın Zorlukları
Yine de ünlü oyuncu, bu hayatın zorlukları olduğunu da eklemeden geçmedi. Çiftlik hayatının “ödül gibi” birçok yanının olduğunu ancak bunun da bazı başarısızlıklardan geçmeden elde edilemeyeceğini sözlerine ekledi. Ian Somerhalder, “Ektiğiniz bazı şeylerin işe yaramadığını görüyorsunuz. Ama bazılarının da işe yaradığını fark ediyorsunuz,” diyerek bu durumu anlattı.
Çiftlikte yaşamanın, insanları kendi ailelerine ve çocuklarına yaklaştırdığı gibi, komşularıyla da hayatı paylaşmaya yönelttiğini belirtti. İki küçük çocuğunu bu hayatın içine aktif olarak dahil ettiğini de vurguladı. Bu şekilde hem toplumla hem de doğayla güçlü bağlantılar kurmanın yolunu açtığını ifade etti. Somerhalder, “Ebeveynlerimin bize çok erken öğrettiği şey, etrafınıza bakarsanız, doğada bir denge olduğudur,” dedi. Ardından, “Aldığınızdan daha fazlasını geri verirseniz, o zaman muazzam bir sağlık, mutluluk, başarı ve insanların istediği, hayalini kurduğu her şeyi bulabilirsiniz,” şeklinde devam etti.
Yiyeceklerinin Çoğunu Kendileri Üretiyorlar
E! News’a, gözlerden uzak bir çiftlikte yaşamanın nasıl olduğunu anlattı Ian Somerhalder. Bunun Hollywood tarzı yaşamdan çok daha huzur dolu bir yaşam olduğunu belirtti. “Bir sürü iş var. Bunca yaşam formunu bir arada görmek inanılmaz. Ve bütün bu farklı yaşam formlarının çiftlikte nasıl bir arada hayata tutunduğunu görmek muhteşem,” dedi.
Ian Somerhalder’ın anlattığına göre, ünlü çift, yedikleri yiyeceklerin çoğunu kendileri üretiyorlar. Çiftliklerinde yiyebilecekleri sebzelerin yanı sıra lavantadan biberiyeye kadar çeşit çeşit bitki yetiştiriyorlar. Ayrıca, inek, eşek ve keçiler de dahil olmak üzere tam 18 tane hayvan besliyorlar.
Doğanın Kollarında Yeniden Hayat
Bu arada, Ian Somerhalder ve Nikki Reed’in ikinci bebeği de hastane yerine bu çiftlik evinde dünyaya geldi. Doğum sırasında yanında kendisine yardımcı olan iki ebe bulunan Reed, bunun “dönüştürücü” bir deneyim olduğunu ifade etti. Hatta o sırada çekilen fotoğraflardan bazılarını da sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaştı.
Ian Somerhalder ile Nikki Reed, 7 yaşındaki kızları ve 1 yaşına yaklaşan oğullarını bu çiftlikte, doğanın kollarında büyütmeyi tercih ettiler.