İbrahim Taşel Ortaokulu Açılış Töreni
Elazığ’da yapımı tamamlanan İbrahim Taşel Ortaokulu’nun açılış törenine katılan Bakan Tekin, 2013 yılından bu yana okulları modern teknolojik altyapı ile donatmaya başladıklarını vurguladı. Bu kapsamda 625 bin derslikte etkileşimli tahtaların bulunduğunu belirten Tekin, eğitimdeki gelişmeler hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Bu imkanlarla birlikte, öğrencilere ders içeriğini farklı ve alternatif kaynaklardan erişme fırsatı sunan dünyanın en büyük eğitim içerik ağı olan EBA’yı oluşturdik. Neredeyse dersliklerin tamamında etkileşimli tahta bulunan tek ülke olmamız, bu alandaki ilerlememizin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Fiziki ve teknolojik altyapımız tamamlandı. Artık yeni bir hedefe odaklanmış durumdayız; o da eğitim öğretim süreçlerinin içeriğini dünya standartlarına ulaştırmak.”
Türkiye’ye Özgü Müfredat
Tekin, dünya genelinde çocukların muadillerine göre gereksiz bilgi yüklemelerinin önüne geçmek amacıyla müfredatta önemli seyreltmeler yaptıklarını belirtti. “Bütün bu çalışmaları yaparken, bizleri millet olarak bir arada tutan ve geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın, vatansever, millet için fedakarlık yapan, merhametli ve iyi bireyler olarak yetişmesi için müfredatımızı bu açıdan da gözden geçirdik. Türkiye 100’üncü Yılı Maarif Modeli adıyla yepyeni bir müfredat oluşturduk. Bu müfredat, Türkiye’ye özgü bir yapıdadır.”
“Bize özgü derken, bazı muhaliflerin ‘Türkiye’ye özgü müfredat mı olur?’ şeklindeki eleştirilerine de yanıt vermek isterim. Aynı müfredat modeli, Finlandiya, Singapur ve Güney Kore gibi ülkelerde de mevcut. Onların kendi özgün müfredatlarını kabul ediyoruz, ancak Türkiye’nin kendine özgü bir müfredatı olamaz mı? Bu tutarsız bir eleştiri. Türkiye Cumhuriyeti, bahsi geçen ülkelerin hepsinden çok daha köklü bir geçmişe sahiptir ve bunun gelecek kuşaklara aktarılması, Bakanlığın ana görevlerinden biridir. Bu hedef doğrultusunda çaba sarf etmekteyiz.”
Dini Eğitimde Metodolojinin Değişmesi Gerekiyor
Bakan Tekin, katıldığı Din Eğitimi ve Hizmetleri Çalıştayı’nda ise şu açıklamalarda bulundu: “Diğer alanlardaki eğitim-öğretim metodolojileri nasıl değişiyorsa, dini eğitim alanında da metodolojinin değiştiğini veya değişmesi gerektiğini görmek durumundayız. Çağın gerekliliklerine uygun ve çağın araçlarını kullanan bir yöntemle bu eğitim-öğretim sürecinin devam etmesi gerekmektedir.”