İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ve merakla beklenen Filmekimi, bu yıl İstanbul’da 4-13 Ekim, Diyarbakır’da 10-13 Ekim, Ankara’da 17-20 Ekim, İzmir’de ise 24-27 Ekim tarihleri arasında izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Cannes’dan Venedik’e, Sundance’tan Toronto’ya kadar birçok prestijli festivalde dünya prömiyerini gerçekleştiren en yeni ve ödüllü filmleri sinema yazarlarına sorduk. Uğur Vardan, Esin Küçüktepepınar ve Olkan Özyurt, film festivali için favori yapımlarını paylaştılar.
‘Oscar’larda Duyacağız
Yandaki Oda (The Room Next Door), 107 dk
Uğur Vardan, “Pedro Almodóvar ne çekse izlenir. Her filmi büyük bir merakla bekleniyor. Bu yapım, ünlü yönetmenin ilk İngilizce uzun metrajlı filmi ve bu yıl Venedik Film Festivali’nde ‘Altın Aslan’ ödülünü kazandı” diyor. Olkan Özyurt ise, “Almodóvar’ın ustalık eseri. Bu filmle Oscar’larda adını sıklıkla duyacağız.” şeklinde ekliyor.
‘Gerçekçi, Kalp Burucu’
Dünyanın Sonuna Üç Kilometre (Three Kilometers to the End of the World), 105 dk
Esin Küçüktepepınar, “Romanya sinemasından çıkan bu film, gerçekçi ve kalp burucu bir hikaye sunuyor. Yozlaşma, mahalle baskısı ve genç ruhların yok oluşunu izlemek, izleyicide derin bir etki bırakıyor. Dünya bazen gerçekten küçük bir köy gibi” diyor.
‘Dostluk ve Umut’
Bir Salyangozun Anıları (Memoir of a Snail), 94 dk
Uğur Vardan, “Grace’in yaşlı ve yalnız bir kadın olan Pinky’yle kurduğu dostluk ve umuda yelken açma hikayesini anlatan bu yapım, yıllar önce ‘Mary ve Max’ ile beğenimizi kazanan Avustralyalı yönetmen Adam Elliot’ın imzasını taşıyor” şeklinde ifade ediyor. Olkan Özyurt ise, “Bu film, salyangozlardan ziyade aslında hayatın kendisiyle ilgili derin bir anlatım sunuyor” diyor.
‘Çok Konuşuldu’
The Brutalist, 215 dk
Uğur Vardan, “Venedik Uluslararası Film Festivali’nin en çok konuşulan filmlerinden biri olmasının yanı sıra En İyi Yönetmen ödülünü de kazanan ‘The Brutalist’, İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’ye göç eden bir mimarın hayatını konu alıyor. Brady Corbet’in yönettiği yapımda Adrien Brody, Felicity Jones, Guy Pearce, Joe Alwyn ve Raffey Cassidy gibi ünlü isimler yer alıyor” diyor.
‘Külkedisi Hikâyesi’
Anora, 138 dk
Egzotik dansçı Anora ile bir Rus oligarkın veliahtı arasındaki trajikomik Külkedisi hikayesini anlatan film, Olkan Özyurt’un dikkatini çekiyor. “Sean Baker imzalı ‘Anora’, Cannes’da kıyasıya geçen bir yarışmanın ardından bu yıl Altın Palmiye Ödülü’nü kazandı. Bu bile, filmi izlemek için oldukça yeterli bir neden” diyerek tavsiyede bulunuyor.
‘Yılın En İyilerinden’
Aydınlık Hayallerimiz (All We Imagine As Light), 114 dk
Hint sinemasının yükselen yıldızlarından Payal Kapadia’nın bu ilk kurmaca filmi, feminist bir özgürleşme hikayesini gözler önüne seriyor. Esin Küçüktepepınar, “Son derece duru, gerçekçi ve bir o kadar da ruhu okşayan, incelikli bir film. Kesinlikle yılın en iyilerinden biri” diyor.
‘Gençlik Meselesi’
Cevher (The Substance), 140 dk
Uğur Vardan, “Bir aerobik programı yıldızı, ilerleyen yaşı nedeniyle işinden çıkarılır. Ardından, gizemli bir laboratuvar, ona ‘kendisinin daha iyi bir versiyonunu’ yaratacak mucizevi bir maddeyi kullanmasını önerir. Coralie Fargeat’ın yönettiği bu filmde Demi Moore başrolde. ‘Gençlik iksiri meselesine çağdaş bir eleştiri’ olarak değerlendiriyorum” diyor.
‘Meditatif Anlatım’
Vermiglio, 119 dk
Esin Küçüktepepınar, “Savaşın gölgesinde ama bir o kadar da dünyadan uzak, dağ başında bir köydeyiz. Ataerkil yaşamın ritmi ve zamanla kadınların bu yaşam içindeki yerleri üzerine bir hikaye izliyoruz. Zarif ve meditatif bir anlatıma sahip” şeklinde yorumluyor.
‘Kırbaç Cezası Aldı’
Kutsal İncirin Tohumu (The Seed of the Sacred Fig), 166 dk
Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde soruşturma hâkimliğine terfi eden İman’ın hikayesine odaklanıyoruz. İman’ın kaybolan silahı, evde paranoyaya kapılmasına neden oluyor. Olkan Özyurt, “Mohammad Rasoulof, bu film nedeniyle kırbaç cezasına çarptırıldı ve sürgüne gitti. Bize de bu çarpıcı eseri izlemek düşer. Günümüz İran’ının çarpıcı ve etkileyici bir portresi” diyor.
‘Muzip ve Özgün’
Büyük Yolculuk (Grand Tour), 129 dk
Portekizli ünlü yönetmen Miguel Gomes’in altıncı uzun metrajlı filmi ve Portekiz’in Oscar adayı. Esin Küçüktepepınar, “Gomes, ‘Tabu’ filmiyle büyük bir başarı elde etmişti. Şimdi ise ondan yeni, muzip ve devasa bir macera daha geliyor. Gönül oyunlarından emperyalizme kadar uzanan yolda izleyiciyi özgün bir eserin beklediği kesin” diyor.