Ankara Life Dergisi’nin CEO’su Sertaç Kantarcı ile yaptığımız bu özel röportaj, bir iş insanının başarılarla dolu yaşam öyküsünü ve medyadaki etkileyici kariyerini gözler önüne seriyor. Kantarcı, heykeltraşlık hayalleri kurarak başladığı bu yolculukta, adrenalin tutkusu, sanata olan ilgisi ve sıra dışı yaşam tarzıyla dikkat çeken bir isim haline gelmiş.
Sertaç Kantarcı, 1979 yılında Ankara’da doğmuş, köklü bir ailenin üçüncü nesil temsilcisi olarak hayata adım atmış. Başkent Üniversitesi’nde aldığı eğitimin ardından, animatörlükten garsonluğa, müzisyenlikten fotoğrafçılığa kadar birçok alanda çalışmış ve hayatını renklendirmiştir. Otostopla Anadolu’yu dolaşarak, sanatla ilk tanışmasını fotoğrafçılık sayesinde yaşamış ve bu alanda adını duyurmayı başarmış.
Medya kariyerine özel bir radyo için metin yazarlığı yaparak adım atan Kantarcı, kısa sürede televizyon ve dergilerde muhabirlik yapmaya başlamış. Ortadoğu’da çektiği çarpıcı fotoğraflarla uluslararası ajanslarda adından söz ettirmiş, toplumsal olayları belgeleyerek basın dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Fotoğrafları, manşetlerden arka sayfalara kadar geniş bir yelpazede yer bulmuş ve büyük beğeni toplamıştır.
Ankara Life Dergisi’nin başına geçiş hikayesi ise oldukça ilginç. Ailesinin emeklilik kararıyla birlikte, derginin yönetimini kardeşiyle birlikte devralan Kantarcı, pandemiyi atlattıktan sonra kardeşinin ayrılmasıyla yola tek başına devam etmiş. Üçüncü nesil bir lider olarak, derginin her sayısında çıtayı biraz daha yukarıya taşımış ve dergiyi Ankara’nın önde gelen yayın organlarından biri haline getirmiş. Şu an aylık 5 bin adet basılan Ankara Life Dergisi’nin neredeyse tamamı okuyucusuyla buluşmakta, Kantarcı ailesinin mirası başarıyla sürdürülmektedir.
Sertaç Kantarcı, derginin başarısını “Biz Ankara’nın dergisiyiz ve yerel kalmalıyız” sözleriyle özetliyor. Globalleşme hedefi gütmeyen Kantarcı, Ankara Life’ın sadece Ankaralılara hitap eden bir dergi olduğunu vurguluyor. Kaliteyi her zaman ön planda tutan Kantarcı, derginin her sayfasının özenle hazırlandığını ve üst gelir grubuna hitap ettiğini belirtiyor. Ankara Life’ın, bir anlamda Ankara’nın Instagram sayfası gibi olduğunu, Ankaralıların kendilerini ve çevrelerini bu dergide bulduklarını söylüyor.
Sertaç Kantarcı’nın iş hayatındaki başarıları kadar, özel hayatındaki cesaret dolu maceraları da dikkat çekici. Avrupa’nın en derin dördüncü mağarasına inmiş, Ağrı Dağı’nın kuzey yamacına tırmanmış, adrenalin sporlarına olan tutkusunu her fırsatta göstermiş. Kantarcı, işten arta kalan zamanlarında az bilinen ülkelerin şehirlerinde kaybolmayı seven, sıra dışı bir ruh taşıyor.
Kantarcı’nın sanata olan ilgisi, sadece fotoğrafçılıkla sınırlı kalmamış, aynı zamanda sanat koleksiyonerliği ve felsefeye duyduğu ilgiyle de kendini geliştirmiş. Bu tutkularıyla Kantarcı, Ankara Life Dergisi’ni sadece bir dergi olmanın ötesine taşımış, Ankara’nın kültürel ve sosyal yaşamına önemli bir katkı sağlamış. Derginin her geçen gün büyüdüğünü ve Ankara’nın önde gelen mekanları ile başarılı insanlarını tanıtan bir platform haline geldiğini söyleyen Kantarcı, bu yolda ilerlemeye kararlı görünüyor.
Sertaç Kantarcı, başarılarla dolu hayat hikayesiyle birçok genç girişimciye ilham veren bir liderdir. Onun cesareti, vizyonu ve azmi, Ankara Life Dergisi’nin gelecekte de adından sıkça söz ettireceğinin en büyük garantisi.
Erkan Gülhan’ın Notu:
Sertaç Kantarcı ile bu röportajı gerçekleştirmek için Ankara Life Dergisi’nin ofisine adım attığımda, karşılaştığım manzara adeta bir sanat galerisini andırıyordu. Ofisin her köşesi özenle seçilmiş antika eşyalarla doluydu ve duvarlarda yer alan tablolar Kantarcı’nın sanata olan derin tutkusunu açıkça gözler önüne seriyordu. Tarihe verdiği önemi gösteren en özel anlardan biri ise, bana üçüncü nesilden kalma, ilk baskı bir dergiyi gösterdiği andı. Bu değerli eseri incelerken, Kantarcı’nın ailesinden gelen mirası nasıl onurlandırdığını bir kez daha hissettim.
Kantarcı’nın misafirperverliği de en az ofisinin atmosferi kadar etkileyiciydi. İkram edilen Türk kahvesinin tadı hâlâ damağımda, sıcacık bir sohbet eşliğinde geçen bu röportaj, Kantarcı’nın içtenliği ve nezaketiyle daha da anlam kazandı. Sertaç Kantarcı, hem iş hayatında hem de özel yaşamında başarıyı ve sanatı bir arada götürebilen nadir insanlardan biri. Onunla geçirdiğim bu keyifli zaman, Ankara Life Dergisi’nin neden bu kadar özel bir yere sahip olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Evet gerçekten bu derginin içinde hayat var… Teşekkürler Sertaç Kantarcı.