Ankara’da sahneye çıkan ünlü tiyatro sanatçısı Yelena Golovina, Yeniçağ gazetesiyle yaptığı röportajda sanat yolculuğunu, tiyatroya olan tutkusunu ve Türkiye’deki sanat hayatına dair görüşlerini paylaştı.
“Sanat, Beni Buldu”
Ukrayna’nın Kiev şehrinde doğan Golovina, tiyatroya olan ilgisini erken yaşlarda keşfetti. Babasının da ünlü bir tiyatro oyuncusu olması, onun sanat yolculuğunda büyük bir rol oynadı. “Sanat beni buldu, ben de ona aşık oldum” diyerek, tiyatroya olan tutkusunun nasıl şekillendiğini anlattı.
Yeni Bir Karakter, Yeni Bir Yaşam
Golovina, tiyatroda her rolün yeni bir insan kalıbı olduğunu belirtiyor. Gerçek hayatta var olmayan karakterleri sahnede canlandırmak, ona göre sanatçının en büyük görevlerinden biri. “Hiçbir sanatçı, oynayacağı rolü gerçek hayatta görmeden başarıyla canlandıramaz” diyen sanatçı, sahneye olan bağlılığını ve disiplinini vurguladı.
Ukrayna ve Türkiye’deki Sanat Hayatları
Ukrayna ve Türkiye arasındaki sanat anlayışlarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Golovina, tiyatronun evrensel bir dil olduğunu söyledi. “Türk ve Ukraynalı yazarların eserlerinde oynamak arasında bir fark görmüyorum” diyen sanatçı, sanatın sınır tanımadığını ve her sahnenin en büyük sorumlulukları taşıması gerektiğini belirtti.
Türkiye’de Sanatın Geleceği
Golovina, Türkiye’deki tiyatro faaliyetlerinin oldukça gelişmiş olduğunu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son yıllarda bu alanda gösterdiği ilgiden memnuniyet duyduğunu ifade etti. Sanatçı, Türkiye’deki sahnelerde yer almanın kendisini geliştirdiğini ve burada daha fazla sorumluluk üstlenmek istediğini söyledi.
Gelecekte, Türk ve dünya tiyatrosunun büyük isimlerinin eserlerinde yer almayı arzuladığını belirten Golovina, özellikle Anton Çehov ve Nikolay Gogol gibi büyük Rus yazarlarının eserlerinde rol almak istediğini açıkladı. Aynı zamanda, Türk edebiyatının dev isimlerinden Nazım Hikmet ve Aziz Nesin’in eserlerine de hayran olduğunu belirtti.