Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hasan Okuyucu ve Prof. Dr. Salah Hajismail, Türkiye’nin komşu ülkelerle olan ekonomik potansiyelini Haberler.com Ekonomi Haberler Sorumlusu Abdurrahman Yazıcı’ya değerlendirdi. Uzmanlar, bölgedeki ekonomik zorluklara rağmen coğrafi yakınlık ve kültürel benzerliklerin teknoloji ve insan kaynağı paylaşımıyla büyük fırsatlar sunabileceğini ifade etti.
Ortak Tarih ve Bölgesel İşbirliği
Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün gibi ülkeler, tarihsel olarak uzun süre aynı yönetim altında bulunmuş, ortak kültürel değerler ve ticari alışkanlıklar geliştirmiştir. Ancak son yıllarda güvenlik sorunları ve ekonomik zorluklar nedeniyle bu ülkeler arasındaki ticaret ve ekonomik ilişkiler yeterince gelişememiştir.
2009 yılında Türkiye ve Suriye arasında başlayan stratejik işbirliği çabaları, daha sonra Lübnan, Irak ve Ürdün’ü de kapsayarak ekonomi, ticaret ve turizm alanlarında entegrasyon hedeflemiştir. Ancak Arap Baharı ve Suriye’deki iç savaş nedeniyle bu süreç kesintiye uğramıştır.
Bölgesel Avantajlar ve Ekonomik Fırsatlar
Prof. Dr. Hasan Okuyucu, bölgenin ortak tarih ve coğrafi konumundan kaynaklanan avantajlarını kullanarak ekonomik iş birliği oluşturabileceğini belirtti. Özellikle Türkiye’nin ileri teknolojik altyapısı, Irak’ın petrol kaynakları, Suriye’nin genç iş gücü, Lübnan ve Ürdün’ün eğitimli iş gücü, bölgesel kalkınma için önemli fırsatlar sunmaktadır.
Ekonomik iş birliği, yalnızca ticaretin gelişmesine değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrara da katkı sağlayabilir. Ortak yatırımlar ve ticari girişimler, terörizmle mücadelede ekonomik refahı bir çözüm aracı olarak öne çıkarabilir.
Kalkınma Farkları ve Çözüm Önerileri
Bölgenin gelişmiş ülkelerle olan kalkınma farklarını azaltmak için coğrafi yakınlık ve kültürel benzerlikler kritik bir rol oynayabilir. Coğrafi yakınlık, ulaşım maliyetlerini azaltarak bölge içi ticaretin büyümesini teşvik ederken, kültürel benzerlikler ticari iş birliklerini kolaylaştırmaktadır.
Teknoloji Transferi ve Ortak Eğitim Programları
Türkiye, gelişmiş sanayi altyapısını komşularıyla paylaşarak ortak üretim projeleri geliştirebilir. Örneğin, Irak’tan gelen hammaddelerin Türkiye’de işlenip katma değerli ürünlere dönüştürülmesi, bölgenin ekonomik büyümesine katkı sağlayabilir.
Ayrıca, Türkiye’nin üniversiteleri ve meslek okulları, bölgedeki genç nüfusa kaliteli eğitim fırsatları sunarak iş gücü kapasitesini artırabilir. Eğitim programları, bölgesel ekonomik kalkınmanın temel taşlarından biri olabilir.
Küresel Rekabet Gücü İçin Ortak Girişimler
Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün’ün başlatacağı ortak girişimler, bölge ülkelerinin ürün ve hizmetlerini uluslararası pazarlarda daha rekabetçi hale getirebilir. Ortak markalar, lojistik merkezler ve teknoloji projeleri, bölgenin küresel ekonomideki konumunu güçlendirecektir.
Potansiyelin Hayata Geçirilmesi
Prof. Dr. Salah Hajismail, bölgenin sahip olduğu coğrafi ve kültürel avantajların etkili kullanılması gerektiğini belirterek, “Bölgesel iş birliği yalnızca ekonomik kalkınmayı değil, bölge halklarının refahını ve güvenliğini de artırabilir,” ifadelerini kullandı.
Ortak üretim tesisleri, eğitim projeleri ve teknoloji transfer girişimleri, Türkiye ve komşu ülkeleri arasındaki iş birliğini güçlendirmek için kilit bir rol oynayacaktır. Bu süreç, gelişmiş ülkelerle olan farkın kapanmasına ve bölgesel kalkınmanın sürdürülebilir hale gelmesine olanak sağlayacaktır.