Ülkemiz, son dönemlerde ciddi bir şiddet sorunuyla karşı karşıya. Yaşanan olaylar karşısında öfke, üzüntü ve isyan gibi güçlü duygularla dolup taşıyoruz. Uzmanlar, bu endişe verici durumun nedenlerini ve hissettiğimiz duyguları nasıl daha sağlıklı bir şekilde yönetebileceğimizi ele alıyorlar.
Çocuk, genç ve erişkin psikiyatrı Prof. Dr. Bengi Semerci, “Şiddet artık bir halk sağlığı sorunu” ifadesini kullanarak bu konunun ciddiyetine dikkat çekiyor. Semerci, şiddetin artış sebeplerine dair önemli tespitlerde bulunuyor:
- Toplumsal Kuralların İhlali: “Herkes için geçerli olması beklenen toplumsal kurallar ve yasalar, belirli kişiler için keyfi bir şekilde devre dışı bırakıldığında, zarar verici davranışların önündeki engeller ortadan kalkar. Bu durum, bireylerin hatalı davranışlarını normalleştirmelerine ve cesaretlendirilmesine yol açar.”
- Haklı Nedenler Bulmak: “Bireyler, yaptıkları eylemleri kendilerine haklı gösterecek nedenler aramaya ve bu hatalarını örtbas etmeye çalışır hale gelirler.”
Narin cinayetinin sosyal medya ve medya aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşmasının, olayın sonuçlarını etkileyebileceğine dikkat çeken Semerci, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Sosyal medya paylaşımları ve medya yayınları, insanların bilgi sahibi olmalarında ve olayların görünür hale gelmesinde faydalı olabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, yanlış yönlendirici ve hatalı paylaşımların da yaygın olduğudur. Şiddetin pornografisini yapmak, toplumu yanıltmak ve görselleri abartılı bir şekilde kullanmak, sorunu çözmekten çok daha büyük bir sorun haline gelebilir.”
Semerci, dramatize edilen konuşmalar ve romantikleştirilen ölümlerin çözüm sağlamadığını, aksine olayın içinde yer alan ve zarar gören bireyler için daha fazla travma yaratabileceğini vurguluyor. “Şiddete şiddet söylemleriyle yanıt vermek, bu tür davranışların yaygınlaşmasına neden olur.”
Ne Yapmalıyız?
Peki, bu zor dönemlerde ne yapmalıyız? Semerci, sorunun çözümüne yönelik önerilerini şu şekilde sıralıyor:
- Önleyici Tedbirler Almak: “Olayların yaşanmaması için çaba göstermek ve gerekli tedbirleri almak, doğru bir yaklaşım olacaktır.”
- Paylaşımın Anlamı: “Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, ‘Ben de bir şey yaptım’ hissiyatı yaratabilir; ancak bu yanıltıcıdır. Gerçekte, bu tür paylaşımlar kişilerin düşüncelerini geçici olarak tatmin etmekten öteye geçmez.”
- Gerçek Bilgi ve Önleyici Tartışmalar: “Paylaşımlar, gerçek bilgi içermeli ve önleyici tedbirleri tartışmaya açmalıdır. Eğer gerekli adımlar atılmıyorsa, bunların gerçekleştirilmesi için çalışmalıyız.”
Sonuç olarak, şiddet karşısında pasif kalmamak ve etkin bir şekilde mücadele etmek, toplumsal bir sorumluluktur. Her birey, bu konuda üzerine düşeni yapmalı ve daha huzurlu bir toplum için katkıda bulunmalıdır.