Bir Ultrason Çıktısının Hikayesi
Ağustos ayında, sıradan bir gündü. Nancy Lewis, her zamanki gibi evinin yakınlarındaki sahilde yürüyüş yapıyordu. Yürürken su yüzeyinde iki siyah beyaz görüntüye dikkatini çekti. Yaklaştığında, bunların sıradan bir fotoğraf değil, ultrason çıktısı olduğunu fark etti. Ancak bu ultrason çıktısı, sıradan bir durumda değildi; bir bebeğin karnında büyümekte olduğunu gösteriyordu.
Çıktının üzerinde 9 Haziran 2020 tarihi ve Randi Marcucio ismi vardı. 63 yaşındaki Lewis, The Washington Post’a verdiği röportajda, “Bu kadını bulup bu çıktıları ona geri verebilirim” düşüncesiyle dolduğunu belirtti. Eve döndükten sonra, Marcucio’nun adını internetten araştırdı ve yaklaşık 55 kilometre uzaklıktaki Oxford şehrine ait bir adrese ulaştı. Lewis, “Sosyal medya aracılığıyla ona mesaj göndermeyi denedim ama sonuç alamadım. Ertesi sabah ise çıktıları posta yoluyla göndermeye karar verdim.” dedi.
Sel Felaketi ve Ultrason Çıktısının Yolculuğu
Lewis, adresi doğrulamak için Marcucio’nun ismini tekrar arattığında, bir GoFundMe sayfasıyla karşılaştı. Bu sayfada, Marcucio’nun evinin sel felaketi nedeniyle yıkıldığı ve yeniden inşası için yardım toplandığı yazıyordu. Lewis, ultrason çıktılarının Long Island Boğazı’na nasıl ulaştığını bu sayfayı görünce anladı.
- Marcucio’nun bir acil servis hemşiresi olduğu,
- Bekâr bir anne olarak ilk evini iki yıl önce aldığı,
- 19 Ağustos’ta yaşanan sel felaketinin evini yıktığı belirtiliyordu.
Nitekim Lewis, ultrason çıktılarını o gün bulmuştu. Connecticut’ın güneybatısı ve Long Island, fırtınadan en çok etkilenen yerlerdi. Yollar sular altında kalmış, sürücüler yolda kalmış ve yüzlerce konut sular altında kalmıştı. Oxford şehrinde, Marcucio’nun yaşadığı yerde iki kişi sel sularına kapılarak hayatını kaybetmişti.
Yoğun yağışlar, Marcucio’nun evinin yakınındaki küçük dereyi dev bir ırmağa dönüştürmüş, evin temeli yıkılmış ve içindeki tüm eşyalar sulara gömülmüştü. Ancak Marcucio, bu felaketten sağ salim kurtulmayı başarmıştı. O gece, 3 yaşındaki oğlu Rhylee ile anneannesi ve dedesiyle kalmıştı. Ultrason çıktılarındaki bebek de Rhylee’den başkası değildi. Sulara kapılan kağıt, akıntının etkisiyle önce Housatonic Irmağı’na, ardından da Westport’ta bulunan Compo Plajı’na ulaşmıştı.
Lewis, “Randi, başkalarına pek çok faydası dokunmuş bir hemşireydi ve ben de bu çıktıları ona ulaştırmak istedim” dedi. Bunun üzerine, çıktıları posta yoluyla göndermektense şahsen götürmeyi tercih etti. Bir yerel televizyon kanalının muhabirleri de bu yolculukta Lewis’e eşlik etti.
Ultrason Çıktısının Duygusal Geri Dönüşü
Birkaç gün sonra, Lewis, Marcucio ile yıkılan evinde buluştu. Lewis, ultrason çıktısını uzattığında, Marcucio gözlerine inanamadı. Lewis, NBC Connecticut’a yaptığı açıklamada, bekâr bir anne olarak Marcucio’ya hayranlık duyduğunu ifade etti. Gözyaşları içinde sarılan Marcucio, Lewis’e minnettar olduğunu belirtti. Yıkılan evden geriye sadece ultrason çıktıları ve bir oyuncak ayı kalmıştı.
39 yaşındaki Marcucio, daha sonra The Washington Post’a verdiği röportajda, “Ev olmaktan çıkmış haldeki evimin yanında dururken, tanımadığım bir kadının ultrason çıktılarımla dolu bir zarfı uzattığına inanmak zor oldu.” dedi. Lewis ise, “Memnuniyetle yaptım bunu. Ben de önemli bir şeyimi kaybetsem ve birileri bunu bulsa, benim için aynı şeyi yapacaklarını düşünmek isterim.” ifadelerini kullandı.
Marcucio, bu beklenmedik hediye sayesinde yaşadığı olaylara farklı bir perspektiften bakmaya başladığını vurgulayarak, “Rhylee ve ben hayattaydık. Buradaydık, durumumuz iyiydi. Halimize gerçekten şükrettim.” dedi. Ultrason çıktısını görünce, oğlunu ilk kez gördüğü o mutlu yaz gününe geri döndüğünü de sözlerine ekledi. “Kız mı erkek mi olacağını öğrenmek istememiştik, bu yüzden çıktıları saklayarak bir kutuya koymuştum.”
Evini Kaybeden Ama Umudunu Yitirmeyen Bir Anne
Marcucio, Rhylee’nin babasıyla artık birlikte olmadığını da belirtti. İlk evini almak için yıllarca para biriktirdiğini, Oxford’un ormanlık bölgesinde iki yatak odalı, iki banyolu, geniş bir verandası olan bir ev bulunca çok sevindiğini anlattı. “Kocaman pencereleri ve yüksek tavanları vardı. Hemen yanında, ahşap köprü ile geçiş sağlanan bir dere vardı. İki yıl önce Anneler Günü’nde aldım evimizi. Kusursuzdu.” dedi.
Sel felaketinin yaşandığı o pazar günü evde yalnız olduğunu söyleyen Marcucio, “Aniden yoldan içeri çok fazla su girdiğini fark ettim. Dere de genişlemiş, derinleşmiş ve hızlanmıştı. Bir ağaç devrilip derenin üzerindeki köprüyü yıkmıştı. Oğlumun oyun kafesi ve çadırı da sulara kapılmıştı. Akşam 7 civarında evin temeli sarsılmaya başladı ve evden çıkmam gerektiğini anladım.” diye konuştu.
Ertesi sabah geri döndüğünde, evinin sel sularının içine doğru devrildiğini gördüğünü belirten Marcucio, “Yıkıldım. İlk evim, oğlumu büyüteceğim en ideal yer yıkılmıştı. Sel sigortam da yoktu çünkü orası bir sel bölgesi değildi.” dedi.
Toplumsal Dayanışma ve Umut
Neyse ki Marcucio’nun çevresindeki herkes derhal yardımına koştu. Bir müteahhit, kendisine bir yıl boyunca ücretsiz oturabileceği bir apartman dairesi sağlarken, giysi, ev eşyası, mobilya ve oyuncak bağışlayanlar da oldu. Arkadaşlarının Marcucio için açtığı GoFundMe sayfasında 203.000 dolardan fazla para toplandı.
Marcucio, “Yabancıların bir araya gelip yardım etmek için ellerinden geleni yapması çok dokunaklıydı. İnsanlar gerçekten çaba sarf etti. Ömrümün sonuna kadar arkadaşım olarak kalacaklar.” dedi. Lewis’in de bu yardımseverler arasında olduğunu vurguladı. “O ultrason çıktısını geri almak, benim için dünyaya bedel. Bütün bu yıkımın arasında bir umut ışığı oldu.” diyerek hislerini ifade etti.
Bu hikaye, The Washington Post’un “She lost everything in a flood. Then a stranger showed up with an envelope.” başlıklı haberinden derlenmiştir.