Yükseköğretim Kurulu tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu” toplantılarının ilki, Gazi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. YÖK Başkanı Erol Özvar, toplantıda yaptığı konuşmada, yükseköğretim sisteminin geleceğine dair önemli mesajlar verdi. Özvar, “Dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek, hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğudur.” dedi.
Özvar, Yükseköğretim Kurulu’nun çalışmalarını, stratejik hedef ve önceliklerini üniversitelerle paylaşmak, ayrıca üniversitelerin görüş ve önerilerini almak amacıyla 5 ayrı bölgesel toplantı düzenleme kararı aldıklarını belirtti. “Bu toplantılar, üniversite rektörlerinin ve temsilcilerinin katılımıyla çok faydalı bir platform oluşturacak.” diye ekledi.
Yükseköğretimde Gelecek Stratejileri
Özvar, 2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu kapsamında öne çıkan başlıkları şu şekilde sıraladı:
- Yükseköğretime erişimde ücret politikalarının belirlenmesi: Devlet üniversitelerinde öğrencilerin parasız eğitim alması, devletimizin en önemli eğitim politikalarından biridir. Ayrıca, vakıf üniversitelerinin de, eğitim almakta zorluk çeken gençler için uygun seviyelerde ücret politikaları geliştirmesi gerekmektedir.
- Yeni eğitim teknolojileri ile geleneksel eğitimin dengelenmesi: Bu iki öğrenim kanalının dengeli bir süreç içerisinde yürütülmesi; hızla gelişen ve genişleyen dijital öğrenim mecralarının etkili bir şekilde planlanması gerekmektedir.
- Kalite güvencesi ve küresel rekabet: Yükseköğretim kapasitesinin genişlemesi ile birlikte, kalitenin de aynı ölçüde artırılması; uluslararası görünürlük ve rekabet üstünlüğü konularına odaklanılması büyük önem taşımaktadır.
- Akademik motivasyon ve bilimsel üretkenlik: Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli genç nesillerin yetiştirilmesi, bilim ve teknoloji alanında kaydedeceğimiz gelişmeler, bilimsel üretim seviyemizle doğrudan ilişkilidir. Bilim insanlarımızın katkıları, küresel rekabette güçlü olmamız için hayati öneme sahiptir. Üretkenliğin artırılması için gerekli çalışmaların yapılması elzemdir.
- Değişen demografik yapı ve üniversiteye erişim talebi: Türkiye’nin genç nüfus oranındaki azalma nedeniyle, gelecekte üniversiteye erişim talebinde yaşanabilecek daralmaya karşı, uluslararası öğrenci hareketliliğinden daha fazla pay almak üzere çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca, öğrenim ücretleri, sağlık, kaliteli eğitim, barınma ve güvenlik gibi faktörler üzerinde durulması gerekmektedir.
- İstihdama duyarlı programlar: İşgücü piyasalarında istihdamı kolaylaştıracak, sektör ihtiyaçlarını karşılayacak programların sayısının ve kalitesinin artırılması; istihdama duyarlı olmayan programların ise tasfiye edilmesi önemlidir.
- Sürdürülebilirlik: Üniversitelerin, iklim değişikliği ve çevre sorunlarına karşı sürdürülebilirlik eğitiminin müfredatlarına entegre edilmesi gerekmektedir.
- Uluslararasılaşma ve üniversite işbirlikleri: Üniversitelerin, uluslararası araştırma iş birliklerinde, ortak programlarında ve öğrenci değişimlerinde artış sağlaması; ayrıca, üniversitelerimizin birden fazla ülkede yerleşkeleri ve programları bulunan küresel kurumlara dönüşmesi teşvik edilmelidir.